Sedir Adası & Kleopatra Plajı
Orhaniye’ye 51 km uzaklıkta olan Sedir Adası’na gitmek için; Marmaris – Muğla yolunun 12. kilometresinden sola ayrılan yola girilir ve 6 km sonra Gökova Körfezi’nin bir başka incisi olan Çamlı İskelesi’ne gelinir. Çamlı İskelesi’nden doldukça kalkan tekneler, Sedir Adası’na giderler. Sedir Adası’na gitmek için, Marmaris’ten direkt yapılan günübirlik tekne turlarına da katılabilirsiniz.
Yılda yaklaşık 100.000 turistin ziyaret ettiği Sedir Adası, antik Cedreae (Kedrai) kenti, ünlü Kleopatra Plajı ve altın sarısı eşsiz kumu ile tanınır. Adını Yunanca “Sedir Ağacı” anlamına gelen “Kedrai”’den alan ada, eski bir Karia yerleşim yeridir.
Dünyada yalnızca iki yerde olduğu bilinen bu çok özel kum; ateşte yanma, sodalı suda kendiliğinden çoğalma ve büyüteç altında incelendiğinde hareket etme gibi nadide özelliklere sahiptir. Karbonatlı çamurun bir çekirdek etrafında birikmesiyle oluşan kumların denize kattığı eşsiz güzellikteki renkleri görmek için bile Sedir Adası’na gitmeye değer. Bu kumların dünyada bir benzerinin ise Kızıldeniz’de olduğu bilinmektedir.
Bu eşsiz kumun Roma’lı ünlü komutan Marcus Antonius tarafından Antik Mısır’ın son Hellenistik kraliçesi (VII.) Kleopatra için Mısır’dan özel olarak getirildiği hikayesinin nesiller boyunca anlatılmasıyla, Sedir Adası Kleopatra Plajı adıyla anılmaya başlamıştır. M.Ö. 1. yüzyılda Kleopatra ve Marcus Antonius’un bu adada büyük bir aşk yaşadığı ve balayı geçirdiklerine inanılır.
Efsaneye göre, Antonius’la evlenmeyi kabul eden Kleopatra balayında Mısır’dan başka herhangi bir ülkenin topraklarına basmayı reddeder. Kleopatra’ya olan aşkını göstermek isteyen Antonius, balaylarını geçirecekleri Sedir Adası’na Mısır’dan 60 büyük gemiyle çapları ise 1 milimetreden daha küçük ve her tanesi aynı büyüklükte olan bu özel kumları getirtir.
Turistler tarafından çok ilgi gören ve poşetlere konularak götürülen bu özel kumun korunması amacıyla AB tarafından desteklenen ve Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu tarafından koordine edilen “Gökova Bütünleşik Kıyı Projesi” kapsamında kumsala giriş yasağı uygulanmaya başlamıştır.
Yasak başarıya ulaşarak kumsaldaki kum oranında gözle görülür artış yaşanması sağlanmıştır; yasakla birlikte kumsalın etrafı tel çitle çevrilirken ziyaretçilerin yüzmesine izin verilmektedir.
Zeytin ağaçlarıyla kaplı Sedir Adası doğal güzelliklerin yanı sıra Helenistik ve Roma dönemlerine ait antik tiyatro, agora ve antik liman kalıntıları ile tarihseverler için bir çekim noktasıdır.
Adanın en dikkat çekici yapısı antik tiyatrosudur. Sağlam olarak günümüze ulaşan antik tiyatro kuzey yamaçta ve kent yerleşiminin merkezinde doğu yanından geçen surların dışında konumlanmıştır. 2500 kişilik tiyatronun sahne binası tahrip olmasına rağmen, caveası (oturma sıraları) oldukça iyi korunmuştur. Mükemmel duvar işçiliği, tiyatronun Helenistik orijinli olduğunu gösterir.
Kedrea’daki tiyatronun başka bir özelliği de Rhodos’un karşı yakasında bilinen üç büyük tiyatrodan biri olmasıdır. Kedreai’de M.Ö 2. ve 1. yüzyılda Tanrı Apollon kültürünün egemen olduğu, kentte ele geçen yazıtlardan anlaşılmaktadır. Apollon, Karia’nın baş Tanrısı’dır ve Kedreai halkı da Apollon’a tapmaktaydı.
Mitolojide Müzik, Sanat, Güneş, Ateşin ve Şiir Tanrısı olan ve kahinlik yetenekleri de olan Apollon, adı değişmeden Roma mitolojisine geçen tek Tanrı’dır.