Bozburun
Orhaniye’nin yaklaşık 25 km güneybatısında şirin bir balıkçı kasabası olan Bozburun, Ege Denizi’nin Akdeniz’le birleştiği yarımadada yer alan kayalık, bakir ve kıvrımlı tepelerin arasında müthiş güzellikte bir koya kurulmuştur.
Yelkencilerin ve mavi tur teknelerinin uğrak noktalarından olan Bozburun’da halkın önemli geçim kaynaklarından başında balıkçılık gelir. Ege’nin en güzel koylarından biri olan Bozburun, barındırdığı balık çeşitliliği ile Marmaris ve çevre ilçelerin balık ihtiyacını büyük ölçüde karşılar.
Bozburun’un bütün yıl esen ve yelken sporu için çok müsait olan rüzgarları, yelkencileri bu şirin beldeye çekmektedir.
Bozburun dalış sporları için de çok elverişli koylara sahiptir. Kıyılarının doğal yapısı sayesinde her zaman berrak olan denizinde yüzenler, Dirsek Bükü koyunda olduğu gibi, çıplak gözle denizin metrelerce dibini görme şansına sahiptir.
Bozburun’da kumsal yoktur, deniz kıyısı boyunca tüm işletmelerin önlerinde müşterileri için ayrılmış şezlong ve şemsiyeler bulunmaktadır. İşletmenin restoranını kullanığınızda bu şezlong ve şemsiye hizmetinden de faydalanabilirsiniz.
Bozburun sahilinden tekne ile açılarak gidilen ve akvaryum kadar berrak bir suya sahip olan Kale Boğazı’nda, Dalyan’da olduğu gibi, şifalı olduğu düşünülen çamur banyosunu yapabilirsiniz.
Denize nazır çok keyifli bir balık lokantası olan Bistro Ad Astra ile bölgenin en güzel dondurmacı dükkanı olan ve sahibi Oya Hanım’ın ev üretimiyle gerçek meyvelerden yaptığı dondurma çeşitleriyle meşhur Limon Ağacı, Bozburun’da mutlaka mola verilmesi gereken duraklar arasındadır.
Deniz yolu ile gidilebilen Orfoz Restoran’a rezervasyon yaptığınızda, olduğunuz yerden joker botla sizi alma hizmetini de sunmaktadırlar. Ünlü gurme Vedat Milor’un da yemek yediği ve zengin deniz mahsullerinin değişik ve lezzetli sunumlarıyla meşhur olan Orfoz’un ilk şubesi ise Bodrum’da bulunmaktadır. Bozburun Yat Kulübü Restaurant, Möwe ve Kandil restoranları da tavsiye edebileceğimiz yerler arasındadır.
Marmaris Bozburun denildiğinde akla ilk gelen özelliklerden biri de gulet yapımıdır. Türkiye’nin önde gelen gulet imalatçısı ve işletmecisi olan Bozburun’da 2004 yılı liman kayıtlarına göre 183 gulet bulunmaktaydı. Ancak Denizcilik Müsteşarlığı’nın 1990 yılında karar alıp, 2009 yılında yürürlüğe soktuğu “Tersanelerde Yasal İzin” kararının başladığı tarihten itibaren tüm özel tekne yapım atölyeleri teker teker kapandı.
1987-1996 yılları arasında 35 gulet yapım atölyesi olan Bozburun’da 2011 itibariyle maalesef 3 atölye kaldı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Bozburun’un gulet üretimindeki ünü Türkiye sınırlarını aşmaktadır. Mavi yolculukların yapıldığı bu guletler için İngiltere, Almanya, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerden tekne yapımı için siparişler alınmaya devam etmektedir.
Bozburun gulet ustaları, Bozburun halkı, her yıl Ekim ayında geleneksel olarak gerçekleştirilen “Gulet Festivali” ile aylar boyunca emek verdikleri eserlerini sergileme imkanı bulmaktadırlar.
Tymnos antik kentinin bulunduğu yerleşim yerine kurulan Bozburun tarih boyunca birçok medeniyetin beşiği olan bir coğrafyada yer almaktadır. Güneybatı Anadolu bölgesinde Büyük Menderes Nehri’nin güneyinde yer alan ve antik çağlarda Karya adıyla bilinen bölgede yer alan Bozburun’un tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanır. Tarihte Bozburun, Drahya‘nın önde gelen yerleşim yeri ve limanı olarak Bosprina adıyla da bilinir.
Orta Asya’da Moğol istilalarından kaçan Türkmenler göç ederek Toroslar yoluyla önce Marmaris’e ve daha sonra Drahya’ya ulaşarak bölgede yaşayan diğer etnik grupların yanında yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Bozburun Limanı’nda doğal sünger ve dağlardan gelen doğal bitki çayları satılmaktadır. Bozburun’da uzun yıllardır yaşayan çok sevdiğimiz gitarist, şarkıcı ve besteci Bülent Ortaçgil’in eşine ait olan hediyelik eşya dükkanına uğramanızı tavsiye ederiz. Bakarsınız, eşinin yerine zaman zaman dükkanda olan, Bülent Ortaçgil’e rastlayabilirsiniz 😉
Sevgili Bülent Ortaçgil’in Bozburun için yazdığı ve 1990 yılında çıkarttığı 3. stüdyo albümünde yer alan şarkısının sözleriyle Bozburun anlatımımızı bitirelim;
Boz taşlar önümüzde
Cebimizde yalnızlık var
Şu dümdüz büyüyen gecede
Tek dostumuz yakamozlar
Kimsesiz koylar ortasında
Her biri başka siyah bu dağların
Güneşi yolladık bütün renklerle
Oyuncağıyız artık alışkanlıkların
En küçük bir ses bile sanki gök gürültüsü
İçim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
İçim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
Kokuların şarkısı başlar
Ne çocuk sesi ne kent uğultusu gelir
Mişli geçmişte sorunlar saklanır
Aya dokunmanın tam zamanıdır
İçim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
İçim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
Gece giderek yayılmaktadır
Yıldızlar herkese göz kırpmaktadır
Güzellikler paylaşılmak ister
Sevdiğim uzakta belki uyumaktadır
En küçük bir ses bile sanki gök gürültüsü
İçim kıpır kıpır deniz kıpırtısız
İçim kıpır kıpır deniz kıpırtısız